top of page

ESAS SORUN: BİLİM AÇIĞI

İnsanlık tarihinde neredeyse 100 yılda bir gerçekleşen büyük bir kırılma ile karşı karşıyayız. Bu kırılmayı farklı boyutlarıyla, sosyal, jeopolitik veya ekonomik olarak görüyor ya da hissediyor olsak da esas kırılmayı yaratan güç bilim ve teknolojide çok sayıdaki büyük ilerlemenin bir arada gerçekleşmesinden kaynaklanıyor. Teknoloji ister malzeme yoluyla ister algoritma yoluyla etkin hale gelsin, tüm gelişmelerin temelinde matematik, fizik, kimya, biyoloji, sinir bilim (neuroscience) vb bilimsel ilerlemeler var. Birkaç örnek vermek gerekirse:


• Fizik alanında atom altı parçacıklar ile birlikte boşluk biliminin matematiğindeki ilerlemeler sonucunda, yazın ve kışın durum değiştirerek dış ortam ile ~6°C sıcaklık farkı yaratabilen dış cephe boyası geliştirilebilmiştir. Bunun sonucunda gelecekte belki de ılıman bölgelerde klimanın ortadan kaldırılması bile söz konusu olabilecektir.


• Biyoloji ve genetik bilimlerindeki gelişmeler, DNA ve RNA gibi mekanizmaların daha iyi anlaşılması, çok farklı uygulamalara kapı aralamaya başlamıştır. Bir grup gencimiz deniz kabuklarındaki malzemeyi kontrol eden DNA sekansını çözerek bunu tek kromozomlu bakterilere aktarmayı başarmış, bakterileri fermantasyon havuzuna alarak çok güçlü ve oldukça da hafif olan deniz kabuğu malzemesini elde edebilmiştir.


• Sinir bilimdeki yakın zamandaki gelişmeler ile beynin nasıl çalıştığını oldukça hızlı öğrenmeye başladık. Human Connectome ve benzer projeler insanlığa çok ciddi yeni bilgiler kazandırıyor. Bu ilerlemeler sadece sinir, beyin ve tıp bilimlerindeki gelişmeleri tetiklemeyecek. Görüyoruz ki bilgisayarlar ve algoritmik yapılardaki gelişmeleri taşıyacak donanımlardaki gelişmelere bu öğrendiklerimiz öncülük edecek.   


Türkiye küresel anlamda pek çok yönden hiç küçümsenecek noktalarda değil. Yalnız, ciddi bir bilim açığımız bulunmaktadır. İhtiyacımız olan şey nitelik ve nicelik olarak bilimsel üretimi kayda değer biçimde artıran, teknolojileri geliştiren, inovasyon yapan ve katma değerini artıran bir ülke olmaktır. Bundan dolayı da temeldeki konumuz Türkiye’nin bilim açığı ve bu açığın kapatılması olmalıdır. Bir yandan da talepleri ve becerileri bizlerden ve birbirlerinden farklı nesiller hayata atılıyorlar. Henüz daha Y jenerasyonunu anlamaya çalışırken, Z jenerasyonu kapıyı çalmaya başladı bile. Türkiye’nin vakit kaybetmeden geleceğimizde fark yaratacak bu gençleri çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatmak, güçlendirmek ve yetkilendirmek görevi var. Bu, devlet kadar şirketlerin, toplumun ve ailelerin de görevidir. Eğitim sistemimizin de bunu destekleyecek biçimde cesareti artırma, bilinmezi yönetme, bilimle yüzleşme, dağıtık ve bütünleştirici düşünme gibi şeyleri öne almasına ihtiyaç bulunmaktadır. Toplumsal alanda ise sürtünme noktalarını (etnik, dini, cinsiyet, finansal vb her türlü sürtünme noktasını) bulup bunları ortadan kaldırmak ve özgürlükleri artırmak gerekmektedir. Kritik bir sürtünme noktası da bilimin ve teknolojik inovasyonun finansmanıdır. Finansman, sadece ülkemizde değil, küresel anlamda da tartışılan bir konudur. Bugün Dünyanın geldiği noktada 17 trilyon $ gibi bir kaynak negatif faizde durmaktadır. Güven ve güvenlik ihtiyacından dolayı “aman paramı dikkatli sakla, ben üzerine para vermeye razıyım” diyen ya da başka bir bakış açısıyla parasını teknolojiye yatırmaya karar verememiş birileri var. Küresel ölçekte sorulması gereken soru negatif faizde duran parayı inovasyon sistemlerine nasıl aktarırız? Ulusal düzeyde sorulması gereken soru ise sorunlarımızın çözümü ve gençlerimizin inovatif fark yaratması için finansal kaynaklarımızı nasıl kullanmalıyız? Burada bilim geleneksel olarak devletin daha etkin olmasının bekleneceği, inovasyon ise özel sektörün yatırım yapmasının bekleneceği alanlar olsa da; finansal kaynaklarımızı bilim açığımızın kapatılması, teknolojilerin geliştirilmesi ve inovasyon ile katma değer yaratılması amacıyla yeterince etkili biçimde kullanıp kullanmadığımızı da kendimize sormalıyız.


Cengiz Ultav TTGV Yönetim Kurulu Başkanı

8 views0 comments

Recent Posts

See All

DİJİTALLEŞME

Uygulamaların ilk günden küresel pazarlar düşünerek geliştirilmesi gerekmektedir. Dijitalleşme hayatın her alanına girerek köklü...

Comments


bottom of page